Have a question?
Message sent Close

Blog

Geleceğin Temelleri Bugün Atılır: 5, 6 ve 7. Sınıf Öğrencileri İçin Etkili Ders Çalışma Alışkanlıkları

Antalya, Türkiye – Ortaokul yılları, öğrencilerin hem akademik hem de kişisel gelişimlerinde bir dönüm noktasıdır. 5, 6 ve 7. sınıflar, ilkokulun rahatlığından lise ve üniversiteye uzanan zorlu maratonun temellerinin atıldığı, doğru alışkanlıkların kazanılması için en kritik dönemdir. Bu yaşlarda edinilen düzenli ve verimli ders çalışma alışkanlıkları, sadece okul başarısını değil, öğrencinin gelecekteki tüm hayatını olumlu yönde şekillendirir.

Peki, bu önemli yıllarda öğrenciler ders çalışmayı bir zorunluluktan çıkarıp kalıcı bir alışkanlığa nasıl dönüştürebilir? İşte hem öğrencilere hem de velilere yol gösterecek, temel ve etkili ders çalışma stratejileri:


1. Kendine Ait Bir Çalışma Alanı Oluşturmak

Ders çalışmaya başlamanın ilk adımı, zihinsel olarak sürece hazır olmaktır. Bu hazırlığın en somut göstergesi ise düzenli bir çalışma köşesidir.

  • Sadelik ve Düzen: Çalışma masası, mümkün olduğunca dikkat dağıtıcı eşyalardan (oyuncak, tablet, telefon vb.) arındırılmalıdır. Sadece o an çalışılacak derse ait kitap, defter ve kalem gibi materyallerin bulunması, odaklanmayı kolaylaştırır.

  • Aydınlatma ve Konfor: Göz yormayan, yeterli bir aydınlatma ve rahat bir sandalye, uzun süre masa başında kalmayı daha konforlu hale getirir. Bu alanın öğrenci tarafından benimsenmesi ve “ders çalışma mekanı” olarak kodlanması önemlidir.


2. “Ne Zaman, Ne Kadar?” Sorusuna Cevap: Planlı Olmak

Ortaokulda ders sayısı ve ödev miktarı artar. Bu yoğunluk içinde kaybolmamak için plan yapmak hayati önem taşır.

  • Haftalık Çizelge: Her hafta başında, okul saatleri, kurslar ve dinlenme zamanları göz önünde bulundurularak bir ders çalışma çizelgesi hazırlanmalıdır. Hangi gün hangi derse çalışılacağı ve ne kadar süre ayrılacağı önceden belirlenmelidir. Bu plan, “Şimdi ne çalışsam?” kararsızlığını ortadan kaldırır.

  • Gerçekçi Süreler: 5, 6 ve 7. sınıf öğrencileri için aralıksız saatlerce çalışmak verimli değildir. Pomodoro Tekniği gibi yöntemler bu yaş grubu için idealdir: 25-30 dakika ders, ardından 5-10 dakikalık kısa bir mola. Bu kısa molalar, beynin dinlenmesini ve bir sonraki çalışma seansına daha taze başlamasını sağlar.


3. Sadece Okuma, Aktif Öğren!

Ders çalışmayı, bir kitabı pasifçe okumaktan ibaret sanmak en büyük yanılgıdır. Bilginin kalıcı olması için öğrenme sürecine aktif olarak katılmak gerekir.

  • Yazarak Çalışmak: Önemli görülen yerlerin altını çizmek, kenarlara küçük notlar almak veya bir özet defteri tutarak öğrenilenleri kendi cümleleriyle yazmak, bilginin zihinde işlenmesini sağlar.

  • Sesli Tekrar ve Anlatım: Konuyu öğrendikten sonra birine (anne, baba, kardeş veya ayna karşısında kendine) anlatmak, en etkili öğrenme yöntemlerinden biridir. Anlatırken fark edilen eksiklikler, konunun tam olarak neresinin anlaşılmadığını gösterir.


4. Tekrarın Gücü: Unutmayı Önlemek

“Tekrar edilmeyen bilgi unutulur.” Bu, öğrenmenin altın kuralıdır. Özellikle yeni öğrenilen bir konunun belirli aralıklarla tekrar edilmesi, bilginin kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçmesini sağlar.

  • Günlük ve Haftalık Tekrarlar: Okuldan gelince o gün işlenen konuların 15-20 dakikalık hızlı bir tekrarı ve hafta sonu o hafta işlenen tüm konuların genel bir tekrarı, bilgilerin taze kalmasına yardımcı olur. Bu tekrarlar, sınav haftası geldiğinde tüm konuların yığılmasını engeller.


5. Ödevler Bir Yük Değil, Fırsattır

Ödevler, öğrenilen konuları pekiştirmek ve öğretmenin öğrenciyi takip edebilmesi için verilen önemli görevlerdir. Ödev yapma alışkanlığını oturtmak, sorumluluk bilincini geliştirir.

  • Erteleme Alışkanlığından Kurtulmak: Ödevleri son güne bırakmak yerine, eve gelip dinlendikten sonraki ilk çalışma saatinde aradan çıkarmak, hem stresi azaltır hem de günün geri kalanının daha keyifli geçmesini sağlar.


6. Teknoloji ve Sosyal Hayat Dengesi

Günümüz çocukları için ekranlar (telefon, tablet, TV) büyük bir çeldiricidir. Ders çalışma saatlerinde bu cihazların kapalı veya başka bir odada olması odaklanma için şarttır. Ancak teknoloji ve sosyal hayatı tamamen yasaklamak yerine, ders ve sorumluluklar bittikten sonra, belirlenen süreler dahilinde bunlara izin verilmelidir. Unutmayın, dinlenmiş ve mutlu bir zihin, daha iyi öğrenir.

Bu alışkanlıkların yerleşmesi zaman ve sabır gerektirir. Bu süreçte ailelerin görevi, baskıcı olmak yerine yol gösterici ve teşvik edici bir rol üstlenmektir. Çocuğun gösterdiği çabayı takdir etmek ve ona güvendiğini hissettirmek, bu yolculuktaki en büyük motivasyon kaynağı olacaktır.

Leave a Reply